Yurtların Kapatılmasından Sonra “Şimdi Sıra Öğrenci Evlerinde”

İlk başta normal bir yurt yangını gibi görünen Aladağ Yangını ardında birçok soru işaretlerini de beraberinde getirdi ve kısa bir süre içinde yangın, bir yurt yangını olarak kalmayıp Türkiye’deki tüm cemaatleri ilgilendiren bir probleme dönüştü. “Tüm yurtlar Milli Eğitime bağlansın” denilerek cemaatlerin yurtlarıyla ilgili yasa değişiklikleri yapıldı. Belki de uzun süredir yapılan planlar hayata geçiriliyordu.

Eklenme Tarihi: 31 Oca 2017
5 dk okuma süresi
Güncelleme Tarihi: 26 Eyl 2024
Yurtların Kapatılmasından Sonra “Şimdi Sıra Öğrenci Evlerinde”

Yurtların Kapatılmasından Sonra “Şimdi Sıra Öğrenci Evlerinde!”

Adana’nın Aladağ İlçesi’nde 29 Kasım 2016 tarihinde akşam saat 19.30 sularında 3 katlı bir kız öğrenci yurdunda çıkan yangında, 11’i kız öğrenci ve 1 görevli olmak üzere 12 kişi hayatını kaybederken, 22 öğrenci de yaralanmıştı.

Olay Türkiye gündeminde çok büyük bir yankı uyandırdı ve uzunca bir süre gündemdeki yerini korudu. Olayın hemen ardından yetkililerden üst üste açıklamalar gelmeye başladı. İlk başta normal bir yurt yangını gibi görünen bu olay, devamında birçok soru işaretlerini de beraberinde getirdi ve kısa bir süre içinde yangın, bir yurt yangını olarak kalmayıp Türkiye’deki tüm cemaatleri ilgilendiren bir probleme dönüştü. “Tüm yurtlar Milli Eğitime bağlansın” denilerek cemaatlerin yurtlarıyla ilgili yasa değişiklikleri yapıldı. Belki de uzun süredir yapılan planlar hayata geçiriliyordu.

Olaydan sonra birçok cemaate bağlı yurtlar, Kur’an kursları, dernekler kapatılırken Furkan Eğitim ve Hizmet Vakfı’nın Seyhan Temsilciliği’nin ve Vakfa sempati duyan öğrencilerin kaldığı bazı öğrenci evlerinin kapatılmak istenilmesi üzerine Alparslan Kuytul Hocaefendi konuyla ilgili açıklama yaptı. Açıklama yapıldığı sırada Furkan Hareketi mensupları ‘Sıra ÖğrenciEvlerinde’ etiketi ile 50 bini aşkın tweet atarak yapılan bu zulmü Türkiye gündemine taşıdılar. Etiket uzun saatler üst sıralarda yer aldı. Katılımcılar özellikle, bu evlerde “Kur’an öğretimi yapıldığı” iddiası ile kapatılmak istenilmesine tepki gösterdiler. ‘Dindar bir nesil yetiştireceğiz’ söylemleri ile gelen hükümeti protesto ettiler.

“30 Kasım 1925” Tekke ve Zaviyelerin Kapatılması

Olaydan bir gün sonra yani 30 Kasım sabahında bazı haberlerde şu konuya değinildi; (Odatv) “Bugün ‘Tekke, Zaviye ve Türbelerin kapatılmasının yıl dönümü. Türkiye’de Tekke, Zaviye ve Türbelerin 30 Kasım 1925’te kapatılmasına rağmen tarikatlar, cemaatler halen faaliyetlerini sürdürüyor.”

Aladağ’dan İki Hafta Sonra: Kahramanmaraş’takİ Kur’an Kursunda Yangın Çıktı Aladağ yangınıyla birlikte cemaatlerin yurtlarında ortaya çıkan yangınlar tekrardan gündeme getirildi. Yıllar öncesinde dahi yurtlarında çıkan yangın haberleri ekranlarda yeniden uzun süre yer işgal etti. Aladağ’da çıkan yangından iki hafta sonra, Kahramanmaraş’taki bir Kur’an kursunda çocukların kaldığı yurtta yine bilinmeyen bir nedenle yangın çıktı. Yangın sırasında yurtta çocukların bulunmaması sayesinde yaralanma ve can kaybı meydana gelmedi.

Olaya İlişkin Bazı Siyasilerin Açıklamaları İse Şöyle:

Doğu Perinçek: Tarikat yurtları kamulaştırılsın, yangınlar son bulsun! Devlet Bahçeli: Sokak aralarında kurulmuş, sağlıksız, istismara açık ve güvensiz yerlerde çocuklarımızın heder olup gitmesine göz yummak, ses çıkarmamak, hatta örtülü olarak önünü açmak bu ülke ve millete yapılabilecek en dehşet verici kötülüklerden birisidir. Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Metin Feyzioğlu: Anlaşılan o ki devletin özel yurt meselesini bitirmesi lazım. Devlet mutlaka ortaokul çocuklarını kendi yurtlarına almalı.

Çıkan Kanunlar:

Öğrenci Yurtlarında Yeni Dönem: Kontrolleri yapan kuruluşlarca gerekli ve yeterli şartların kurumda olmadığının tespit edilmesi halinde ilgili raporun bir örneğinin kurumun bağlı olduğu Milli Eğitim Müdürlüğüne gönderileceğini aktaran Milli Eğitim Bakanlığı Özel Öğretim Kurumları Genel Müdürü Kemal Şamlıoğlu, yeni düzenlemede yer alacak hususlara ilişkin şu bilgileri verdi:

“İlgili kurum ve kuruluşlarca düzenlenen bu raporlarda tespit edilen eksikliklerin giderilmesi için valilikçe kuruma gerekli ikazlar yapılacak. Eksikliklerin giderilmemesi halinde kurumun ruhsatı iptal edilecek. Bundan sonra ruhsatını Bakanlıktan almamış hiçbir işletme öğrenci barınma faaliyeti gösteremeyecek, her ne ad altında olursa olsun izinsiz öğrenci barınma hizmeti verdiğini tespit ettiğimiz yerleri kapatacağız.”

Öğrenci Yurtları MEB’e Devredildi: Bazı Kanun ve KHK’larda Değişiklik Yapan Tasarı’nın yasalaşması ile öğrencilere barınma hizmeti veren ticari işletmeler için kurum açma ve ruhsat düzenleme yetkisinin Milli Eğitim Bakanlığı’na devredilmesinin ardından bakanlıkça yeni bir yönetmelik yayımlanacak. En kısa sürede yurtlarını yeni yönetmeliğe uygun hale getirmeyenler hakkında kapatmaya kadar gidebilecek cezalar verilecek.

Muhterem Alparslan Kuytul Hocaefendi’nin Konuyla İlgili Açıklamaları ise Şöyle:

Aladağ Yangını İle İlgili İlk Açıklaması:

“Aladağ’daki yangın bahane edilerek cemaatlere saldırılıyor. Aslında birkaç yıldır uygulanmak istenen tüm cemaatleri bitirme projesi uygulanıyor. Yangınlar devlet yurtlarında ve kurumlarında da oluyor, o zaman her yeri kapatalım! Asker darbe yaptı, askeriyeyi kapatalım, yurtta yangın çıktı tüm yurtları kapatalım! Bu mantık mı? Aladağ yangınında kapılar kapalıymış. Yoksa kasıtlı mı kapattılar? Yangını bilerek mi başlattılar? Tüm cemaatlerin yurtlarını kapatmak için bir bahane meydana getirmek istemiş olabilirler. Oradaki sorumluların sorumsuzluğundan da kaynaklanabilir. Şimdi böyle bir durumda ne denmesi gerekir? Önlem alınmalı, yurtlarda sobaya izin verilmemeli, doğalgaz ya da klima olmalı vs. söylenebilir. Ama “tüm cemaatlerin yurtlarını kapatalım.” deniyor. Bu söylenenlerden belli ki niyet kötü ve belli ki plan yapılmış. Allah’tan Korkmaz Alçaklar 12 Tane Kız Çocuğunu Orada Yaktılar! Allah belanızı verecek sizin! Siz de cehennemde onlardan çok daha şiddetli yanacaksınız. 12 tane çocuğu yaktınız! Bütün yurtları kapatmak için bahane olsun diye. O gün bu gündür yurtlara baskın, baskın, baskın! Ondan sonra 4-5 tane daha yurt yaktılar. O zamanlar hatırlayın bir siyasi partinin başkanı “Yurtlar devlete devredilsin yangınlar dursun” dedi. Ne demek istediği açık. Kimse bir şey yapmıyor. ‘Sen bunu nasıl söyledin’ diyen yok!

Aladağ Yangını Sonrasında Öğrenci Evlerinin Kapatılması İle Alakalı Açıklaması:

“15 Temmuz Darbe Girişiminden Beri Cemaatlere Vurulmayan Darbe Kalmadı! Bu darbe kime yapıldı? Hükümete bir şey olmadı. Hükümetten kimse tutuklanmadı. Darbe esnasında hükümetten kimse öldürülmedi. Ama o günden beri cemaatlere vurulmayan darbe kalmadı. Demek ki darbe bunun için yapılmış. Darbenin asıl sebebi bu. Aladağ’daki yangının da asıl sebebi bu.

Öğrenci Evleri Kapatılırsa Talebeleri Evlerimize Alırız: Namaz kılanları ve namaz kılınan yerleri sevmeyen bir kadro var. Bir öğrenci evi bile olsa namaz kılınıyorsa orayı yurt sınıfına sokup kapatmak istiyorlar. Nasıl ki sevmedikleri her adamı ya FETÖ ya Işid ya PKK diyerek içeri atıyorlar. Aynen o şekilde diyelim ki evde kalanlar bizi seven talebelerse ‘demek ki burası Furkan Vakfı’nın yurdudur’ deyip kapatmak istiyorlar. Eğer bizi sevdikleri için evleri kapatılacak olursa arkadaşlarımız bu talebelerin mağdur olmalarına izin vermeyip onları kendi evlerine almalıdırlar. Bize Bağlı Resmi Bir Yurdumuz Yok: Sadece bizi seven öğrencilerin tuttuğu öğrenci evleri olabilir, oradaki talebeler bize gelip gidiyor olabilir. Bazı insanlar aynı eşyalarla evini dayıyor, döşüyor. Ondan sonra talebelere kiraya veriyor. Eşyalar aynı olabilir, ne var bunda?

Kur’an Öğretimi Yasakmış! 1940’ları Yaşıyoruz! Bu talebelerin verdiği bilgiye göre birkaç tane görevli geliyorlar, orada Kur’an eğitim-öğretimi yapılıyor diye tutanak tutuyorlar. Geldikleri zaman o sırada o mahalleden birkaç bayan da öğrenci evine gelmişler orada Kur’an okuyorlarken bu memurlar giriyorlar. Kur’an seslerini duyuyorlar. ‘Ne yapıyorsunuz, burada Kur’an öğretimi mi yapıyorsunuz?’ diyorlar. Kur’an öğretimi yasakmış! 1940’ları yaşıyoruz. CHP’nin tek parti zulmü diyorlar, CHP’yi kınıyorlar, 1940’lı yılları kınıyorlar. O zamanda camiler ahıra çevrildi diyorlar. Ve kendileri şimdi hala aynı kanunla hükmediyorlar. 1949 yılında çıkmış kanunla…

Yazının kaynağına ulaşmak için tıklayınız