2016 Ağustos'undan beri Çin'in yönetimi altındaki Uygur Özerk Bölgesi'nde (Doğu Türkistan) Chen Quanguo adlı valinin göreve gelmesinden beri güvenlik önlemleri dünyanın hiçbir yerinde görülmemiş bir boyuta erişti. Polis gücünün 7 kata çıkartılması bile uygulanan "teknolojik gözaltı toplumu" yanında sönük kaldı.
Her sokakta, her kapalı alanda yüz tanıma sistemine sahip kameralar, markete girerken dahi gereken dijital kartlar, bıçakların üzerindeki QR takip kodları, cep telefonları ve bilgisayarlara yüklenmesi zorunlu takip programları ve daha binlercesi dünya basınının da ilgisini çekmiş durumda. The Washington Post'tan, The Guardian'a, CNN'den, The Wall Street Journal'a kadar birçok gazete son aylarda Çin'in, Doğu Türkistan'ı bir gözaltı laboratuvarına çevirdiğini vurguluyor.
The Wall Street Journal muhabiri Josh Chin bizzat Doğu Türkistan'a giderek gözaltı toplumunu yerinden inceledi. Josh Chin'in 19 Aralık 2017 tarihli yazısında şu ifadeler kullanıldı:
"Çin’in kuzeydoğusundaki Doğu Türkistan’da haber yapmak, bir savaş bölgesinde seyahat yapmak gibi hissettiriyor. Buradaki güvenlik oldukça sıkı. Zırhlı araçlar sokaklarda, her köşede karakollar ve binlerce güvenlik kamerası... Geçtiğimiz yılda polis güvenlik seviyesini en üst seviyeye çıkardı. Bölge muhtemelen dünyadaki en yoğun gözetim ile yüz yüze. Çin burada geleceğin istihbarat teknolojisinin deneyimini yaşıyor. Doğu Türkistan'da olmak demek, günde onlarca kez kontrol edilmeniz demek. Markete giderken, araba sürerken, trene binerken... Hatta akıllı telefonlarınız bile kontrol ediliyor. Muhabirler olarak onlarca kez polis tarafından durdurulduk, röportajlarımız bölündü, şehir dışında tutuklandık"
Yabancı basında özellikle ünlü distopya yazarı olan George Orwell'e atıf yapılıyor. Daha önce QHA'da yayınlanan "George Orwell’in yeni romanı: Doğu Türkistan" adlı yazıda belirttiğimize benzer bir şekilde "Orwellyan toplum" ifadesi kullanılıyor. Orwell'in 1984 romanındaki ünlü slogan olan "Büyük Birader Seni İzliyor" tabiri bugünlerde yabancı basının Doğu Türkistan için kullandığı en yaygın tabir. Çin'in her türlü teknolojik gözetim tekniklerinin burada denendiği özellikle vurgulanıyor.
Bunun yanında Doğu Türkistan'da her geçen gün eğitim kampı adı altındaki toplama kamplarındaki baskı giderek artıyor.
Korla şehrindeki bir toplama kampında yetkililer Özgür Asya Radyosu (RFA) muhabirlerine isimsiz verdikleri bilgilerde kampın mevcudunun bin kişiyi geçtiğini ve gelenler için artık yer bulunamadığını, ülke geleninde sayısız kamp olduğunu belirtiyorlar. Bu kamplara güvenlik formunda düşük not alanların yerleştirildiği biliniyor. Bu güvenlik formu 10 kategoriden oluşan ve her biri 10 puana denk bir ölçüm sisteminden ibaret. Bu kategoriler ise; 15 ile 55 yaşları arasında olmak, Uygur olmak, işsiz olmak, pasaport sahibi olmak, günlük dini ibadetlerden herhangi birisini yapmak, dini bilgilere sahip olmak, tehlikeli olarak belirlenmiş 26 ülkeden birini ziyaret etmek, ülkeye geç tarihte dönüş yapmak, diğer ülkeler ile çeşitli iletişimi olması, çocuklarına evde eğitim veren bir aileden olmak gibi maddelerden oluşuyor.